Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Kuran-ı Kerim’in “gerçek” nüshası meselesi…

Kuran-ı Kerim’in “gerçek” nüshası meselesi, hem dini hem de tarihsel açıdan farklı şekillerde ele alınır:

34.542

Kuran’ı Kerim’in Orjinal Nüshaları nerede…

Kuran-ı Kerim’in “gerçek” nüshası meselesi, hem dini hem de tarihsel açıdan farklı şekillerde ele alınır:

1. İslamî Yaklaşım

Müslümanlara göre Kuran, Allah tarafından vahyedilen ve Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Cebrail aracılığıyla 23 yılda indirilen kitaptır.

Bu vahiy, Hz. Muhammed’in sahabelerine ezberletilmiş ve yazdırılmıştır. Daha sonra Halife Hz. Osman döneminde (yaklaşık MS 650) standart bir mushaf oluşturulmuş, farklı lehçelerdeki nüshalar çoğaltılarak İslam coğrafyasına gönderilmiştir.

Bugün Müslümanlarca okunan Kuran’ın aynı olduğu, tek bir harfin bile değişmediği inancı vardır.

2. Tarihsel ve Akademik Yaklaşım

En eski yazmalar:

Topkapı Mushafı (İstanbul, Türkiye) – Hz. Osman’a nispet edilen nüshalardan biri olduğu kabul edilir.

Taşkent Mushafı (Özbekistan) – yine Hz. Osman’a nispet edilen çok eski bir mushaf.

Sana’a Elyazmaları (Yemen) – 1972’de bulunmuş, en eski Kuran parçalarından sayılır (7. yüzyıl).

Birmingham Elyazmaları (İngiltere) – radyokarbon testine göre 568–645 yılları arasına tarihleniyor, yani Hz. Muhammed’in hayatıyla örtüşüyor.

Bu nüshalar arasında çok küçük yazım farklılıkları (örneğin noktalama, hareke, imla) olsa da içerik olarak aynı metni taşırlar.

3. Bugünkü Durum

Dünyada dolaşımda olan bütün Kuran nüshaları, Hz. Osman’ın derlettiği metin üzerinden gelmektedir.

Dolayısıyla “gerçek Kuran” bugün sadece tek bir ülkede değil, bütün Müslümanların elinde bulunmaktadır.

Ancak en eski fiziksel nüshalar Türkiye, Özbekistan, Yemen, İngiltere, Mısır gibi farklı ülkelerde müzelerde, kütüphanelerde korunmaktadır.

📌 Yani özetle:

İnanç açısından her Müslümanın elindeki Kuran “gerçek Kuran”dır.

Tarihsel açıdan ise en eski yazmalar Türkiye (Topkapı), Özbekistan (Taşkent), Yemen (Sana’a) ve İngiltere (Birmingham) gibi ülkelerde bulunmaktadır.

1. Vahiylerin Tarihlendirilmesi

Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Kuran vahiyleri MS 610’da Hira mağarasında başladı (ilk ayet: Alak Suresi 1-5).

Vahiyler MS 632’de, Hz. Muhammed’in vefatına kadar devam etti. Bu süre yaklaşık 23 yıldır.

Mekke dönemi (13 yıl): Daha çok iman, tevhid, ahiret, sabır ve ibadet konuları.

Medine dönemi (10 yıl): Hukuk, toplum düzeni, savaş-barış kuralları, ibadetlerin ayrıntıları.

Sahabeler, ayetlerin hangi olay üzerine indiğini (sebeb-i nüzul) genelde kaydettiler ama tam tarih (gün-ay-yıl) vermediler. O yüzden bugün biz yıllara göre değil, olaylara göre iniş sırasını biliyoruz.

2. Vahiylerin Yazıldığı Malzemeler

Vahiy indiğinde Hz. Muhammed (s.a.v.) sahabelere ezberletiyor, ayrıca vahiy kâtipleri bunları yazıyordu. Yazım için kullanılan malzemeler:

Hurma dalları (ince, yassı kısımlar)

Yassı taş parçaları

Parşömen (deri)

Kemik (özellikle kürek kemiği)

Kâğıt (çok sınırlı, çünkü o dönemde Arap yarımadasında yaygın değildi)

Bunların yanında en önemlisi: hafıza.

Arap toplumunda ezber kültürü çok güçlüydü, bu yüzden yüzlerce sahabe Kuran’ı baştan sona ezberlemişti.

“Hafız” geleneği işte buradan geliyor.

3. Silinmeden Bugüne Kadar Nasıl Geldi?

Hz. Ebubekir döneminde (632-634): Yemame savaşında çok sayıda hafız şehit olunca, Kuran’ın yok olmasından endişe edildi. Hz. Ömer’in tavsiyesiyle, Zeyd bin Sabit başkanlığında bir komisyon tüm yazılı parçaları topladı, hafızlarla karşılaştırdı ve ilk defa tek mushaf haline getirildi.

Hz. Osman döneminde (yaklaşık 650): Farklı bölgelerde küçük telaffuz farkları çıkınca, Kuran yeniden çoğaltıldı ve İslam şehirlerine gönderildi. Bu yüzden bugün elimizdeki Kuran, Hz. Osman mushafı ile aynıdır.

📌 Özetle:

Vahiylerin tarihleri olaylarla ilişkilidir, gün-ay-yıl şeklinde kayıtlı değildir.

Kuran ayetleri hurma dalları, taş, deri, kemik gibi malzemelere yazıldı ve hafızaların kalbinde korundu.

Sonradan mushaf haline getirilerek bugüne kadar değişmeden ulaştı.

Kaynak. ChatGBT
Haber Veriyoruz

Enable Notifications OK No thanks