0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Kelimelere Güvenmiyorsun Ama Onları Kullanmaktan Vazgeçmiyorsun
Kelimeler bir zamanlar anlam taşırdı. Şimdi ise anlam, kelimelerin ardına saklanıyor.
Kelimeler bir zamanlar anlam taşırdı. Şimdi ise anlam, kelimelerin ardına saklanıyor.
İnsan konuşuyor, yazıyor, anlatıyor… ama ne kadarını gerçekten söylüyor?
Kelimeler Yorgun, İnsan Şüpheli
İnsanoğlu kelimelere sığındı.
Çünkü kelimelerdi onun ilk sığınağı, ilk silahı, ilk aynası.
Ama ne gariptir ki, şimdi o aynada kendini göremiyor.
Kelimelere güvenmiyoruz, çünkü her biri bir maske taktı.
Her kelime, sahibinin ruhundan değil; ekranlardan, politik metinlerden, sahte tebessümlerden doğuyor artık.
Yani kelimeler artık insanın değil, sistemin sesi oldu.
Bugün “hakikat” kelimesini kullanan bile yalanla sınanıyor.
Cümlelerin içindeki niyet kayboldu.
Bir zamanlar bir kelime insanı kurtarırdı — şimdi aynı kelime onu yargılıyor.
Anlamın İnfazı
Kelimelerin en büyük trajedisi, onların fazla kullanılmaları değil, yanlış kullanılmaları oldu.
Bir kelimeyi ne kadar çok tekrarlarsan, anlamı o kadar yıpranır.
Artık “adalet” denince insanların aklına mahkeme değil, güç geliyor.
“Özgürlük” denince gökyüzü değil, sınırlar hatırlanıyor.
Ve “insanlık” denince kimse yüzüne bakmıyor.
Dijital çağın en güçlü silahı bilgi değil, algı oldu.
Kelimeler birer “veri paketine” dönüştü.
Sistemin algoritmaları, hangi kelimenin hangi duyguyu tetikleyeceğini biliyor.
Bir başlık atılıyor, bin kişi aynı anda aynı hissi duyuyor.
Bu artık haber değil, zihinsel yönlendirme teknolojisi.
O yüzden insanlar artık düşünmüyor, yalnızca tekrarlıyor.
Bir kelimenin içine yerleştirilmiş anlam tohumunu fark etmiyorlar.
Zihinler, başkalarının cümleleriyle formatlanıyor.
Bu yüzden kelimelere güvenemiyoruz;
çünkü artık onların sahibi biz değiliz.
Hücredeki Yankı
Bir hücrenin içinde yaşıyoruz.
Ama bu hücre, demirden değil — bilgiden yapılmış.
Her cümle, her reklam, her sosyal medya paylaşımı o hücrenin duvarlarını biraz daha kalınlaştırıyor.
Ve en acısı, bu hücreyi biz inşa ediyoruz, kendi ellerimizle.
Sistemin en büyük başarısı, insanı susturmak değil; konuştururken esir etmek oldu.
Konuşuyorsun, yazıyorsun, anlatıyorsun… ama her kelimenin sonu aynı kapıya çıkıyor.
Bir düşün: gerçekten sen mi konuşuyorsun, yoksa konuşman mı konuşuluyor?
Kelimelere güvenmiyorsun, çünkü onların seni kurtarmadığını gördün.
Ama yine de onlardan vazgeçemiyorsun, çünkü sessizlik de seni öldürüyor.
İşte bu, modern insanın trajedisi:
Anlamdan şüphe edip, yine anlamla var olmaya çalışmak.
Kelimeleri Temizleme Zamanı
Belki de artık kelimeleri yeniden doğurmamız gerekiyor.
Onları sadeleştirerek, parlatmadan, süslemeden;
yalnızca “gerçeği” taşıyacak kadar dürüst hâle getirmemiz gerekiyor.
Kelimelere güvenmek istiyorsak, önce onları niyetten arındırmalıyız.
Çünkü kelime, içinde niyet barındırdığında güç olur;
ama hakikat taşıdığında ışık olur.
Ve belki de bir gün,
dünyayı yıkan değil, yeniden kuran kelimelerle konuşabiliriz.
O zamana kadar yazmaya devam edeceğiz.
Çünkü kelimelerden kaçmak, kendimizden kaçmaktır.
Haber Veriyoruz