İş Dünyasından Ekonomiye İlişkin İlk Tepkiler Geldi.

Öne Çıkan İş İnsanlarının Açıklamaları

Adnan Polat (Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı)

Polat, yüksek faiz ve enflasyon sarmalının sanayiden yatırımlara kadar tüm üretim zincirini baskıladığını söylüyor.

“Sanayiciyi ayakta tutamazsak, enflasyon düşse bile bir şey ifade etmez” demesiyle, fiyat istikrarı olsa bile üretim cephesinin çökmesinin ekonomik toparlanmayı geçersiz kılabileceğini vurguluyor.

Kur – faiz kıskacının sanayiyi baltaladığına dikkat çekti ve ihracatta kur modelinin değiştirilmesi gerektiğini savundu.

Ayrıca orta/üst gelir gruplarının da alım gücünün azaldığını, öngörülebilirliğin kaybolduğunu, şirketlerin bütçe planlaması yapamaz hâle geldiğini belirtiyor.

Toplumsal ve siyasi istikrarın önemine de değiniyor: “Bugün Türkiye’nin en büyük ihtiyacı birlik, beraberlik ve iç barış.”

Bu yorumlar, Polat’ın sanayi odaklı bir perspektiften ekonomik tıkanmaları ve üretim eksenindeki kırılmaları öne çıkardığını gösteriyor.

Abdullah Kiğılı (Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı)

Çok daha sert uyarılarla konuştu: “Bizi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız.”

“Anadolu’da fabrikalar kapanıyor, üretim Mısır’a kayıyor” gibi ifadelerle üretim kaybı ve yer değiştirme tehdidini dile getiriyor.

Ayrıca “Devlet, hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı” gibi cümlelerle sektörlerin devlet politikasında “dışlanma” hissine işaret ediyor.

AVM’lerle büyüme modeline dikkat çekti ve AVM’lerin kapanmasının sektör için büyük risk doğuracağını önceden söyledi.

Kiğılı’nın üslubu, krizin yakın bir vadede üretim ekseninde somut sonuçlar doğurabileceği uyarısını taşıyor.

Diğer İş Dünyası Aktörleri / Kurumlar

LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, etkinliklerde “Zor bir dönemden geçiyoruz … enflasyonu, faizi indirme imkânınız yok” şeklinde konuşuyor.

Bazı sektör temsilcileri bu tür söylemleri “ekonomi yönetimine ilk ciddi tepkiler” olarak değerlendiriyor.

Değerlendirme ve Bağlam

Krizin üretim ayağı öne çıkıyor: Bu yorumlar genellikle enflasyon/faiz/döviz kur üçgenindeki baskıyı vurgularken, özellikle üretim, tedarik zinciri ve ihracat tarafındaki sorunlara dikkat çekiyor.

Öngörülebilirlik problemi: Birçok şirketin bütçe, yatırım planı ya da stratejik yönelim konusunda belirsizlik yaşadığı sıkça vurgulanıyor.

Model değişikliği çağrısı: Bazı aktörlerin “mevcut model yetersiz” söylemleri, ekonomik program veya politika revizyonu beklentisini içeriyor.

Siyasi / toplumsal unsur: İş dünyasından gelen bazı değerlendirmelerde yalnızca ekonomik değil, siyasi istikrar, iç barış ve güven ortamı gibi unsurlar da önemli görülüyor.

Sektörel kırılmalar: Hazır giyim, tekstil, sanayi gibi alanlar daha erken ve şiddetli etkilenebilecek sektörler olarak işaret ediliyor.

Haber Veriyoruz