İnsan “Düzen” İçin Feda Edilemez.

İnsan “Düzen” İçin Feda Edilemez

Dünya uzun zamandır aynı yalanın etrafında dönüyor: “Düzen devam etmeli.”, Peki bedeli kim ödüyor?

Bugün insanlık, kendisini var etmek için değil; korumak için kurulduğu iddia edilen bir düzenin altında eziliyor. Bu düzen; çoğunluğun konforunu, azınlığın acısı üzerine inşa etmeyi normalleştiriyor. Oysa bu, ne insanidir ne de kabul edilebilir.

Buradan açıkça söylüyoruz: İnsan, hiçbir koşulda düzen için feda edilemez. İnsanlık Bir Bütünün Parçasıdır, İstatistik Değil.
İnsanlık, birbirinden kopuk bireyler toplamı değildir. Bir bütünün parçalarıyız.
Birimizde açılan yara, tamamında hissedilir.

Bugün “%99 mutluysa sorun yok” anlayışı; adaleti sayıya, vicdanı ortalamaya indirgemiştir. Oysa tek bir insanın bile acı çektiği bir dünyada başarılı bir sistemden söz edilemez.

Trafikte bile kural nettir: 99 kişi doğru kullanıyorsa, 1 kişinin hatası tolere edilemez. Çünkü o bir kişi, herkesin hayatını riske atar.

İnsan hayatı söz konusuysa tolerans yoktur. Adalet ya vardır ya yoktur.

Yaşam Hakkı Teşvikle Başlar, Engellemeyle Biter.

İnsan; yaşamak, mutlu olmak, üretmek ve sahip olmak için dünyaya teşvik edilmiştir. Bu bir lütuf değil, doğal bir haktır. Bu hakkı:

Sistemler, İdeolojiler, Güç odakları, Ekonomik düzenekler kimse alamaz, kısıtlayamaz, erteleyemez.
Çünkü yaşam formu buna göre yaratılmıştır.

İnsan, kendisine biçilen yaşamı yaşamak zorundadır; başkasının düzenini sürdürmek için değil.

Tek Hücre Gerçeği: En Büyük Gerekçe

Varlığın, tek bir hücreden meydana geldiği gerçeği; bu tartışmanın en güçlü dayanağıdır. Eğer yaşam: tek kaynaktan doğmuşsa, ortak bir öz taşıyorsa, aynı enerjiyle var olmuşsa o zaman bir insanın diğerine feda edilmesi, bizzat varoluşun inkârıdır.

“Düzen” kendi devamı için hiçbir insanı:

kullanamaz, ezemez, gözden çıkaramaz.
Çünkü düzen, insan için vardır. İnsan, düzen için değil.
Adem Gerçektir, Bizler Onun Çekim Suretleriyiz

İnsanlık, bir kökten doğmuştur. Gerçek yaratılan Adem’dir.
Bizler onun çekim suretleriyiz ve yine ona geri çekileceğiz.

Bu, insanı eşitleyen en temel hakikattir.
Irk, sınıf, servet, güç; bu gerçeğin üzerinde hiçbir anlam taşımaz.

Bu yüzden bir insanın: aç bırakılması, savaşta harcanması, sessizce yok edilmesi sadece ona değil, insanlığın tamamına karşı işlenmiş bir suçtur.

“İyi İnsan Kazandırılan Dünya” Meselesi

Bir film vardı…
Her bir insan dünyaya iyi bir insan kazandırdığında, kötülük alanı daralıyor; sonunda kötü insan kalmıyordu.

Bu bir hayal değil, bir mantıktır.
Kötülük: teşvik edilmezse, ödüllendirilmezse, korunmazsa kendiliğinden zayıflar.

Bugün kötülüğü ayakta tutan şey; bireyler değil, onu mümkün kılan düzendir.

Haber Veriyoruz’un Duruşu Nettir

Haber Veriyoruz, mevcut düzene karşı: susmaz, uyum sağlamaz, meşrulaştırmaz.

Gerekirse bu düzenin etik, vicdani ve insani olarak geri çekilmesi için açıkça durur. Çünkü bu düzeni kuranlar vardır ve artık: geri çekilmeleri, gençlerin önünü açmaları, hakikate yol vermeleri gerekmektedir.

Bu bir çağrıdır; yıkım için değil, insanın yeniden merkeze alınması için.

İnsan feda ediliyorsa, o düzen meşru değildir.
Bir kişi bile eziliyorsa, o düzen adil değildir.
Ve adalet yoksa, hiçbir düzen kalıcı değildir.
İnsan, düzen için değil; düzen, insan için vardır.

— Haber Veriyoruz