Herşey benim anladığım gibidir.

**Her Şey Benim Anladığım Gibidir.

Peki Ya Senin?**
Yazan: Mehmet Arkın Gürbüz

Ne zaman değişti dünya? Ne mekan, ne insan…
Ne başka yaratıklar geldi, ne de ilahi güç size bir dil öğretti.
Böyle değil mi?
Birileri bir şeyler icat etti, üretti ve gelecek nesillere sundu.
Yoksa siz mi icat ettiniz harfleri, kelimeleri, elektriği, suyu ya da ateşi?
Ya da sahip olduğunuz kalbi?
Hayır.
Bunları birileri yaptı, keşfetti, denedi — tıpkı sizin gibi insanlar.
İlahi güç bir şeyler fısıldamış olabilir ama farkında mısınız;
O fısıltıyı duyan da yine bir insandı.
Yani bilgi, insandan insana geçti.
Öyleyse bu kadar saf olmayın;
siz, öğretilenlerle bir hayat yaşıyorsunuz.

Ama inanç öyle mi?
İnanç, kalbin kendi yolunu bulmasıdır.
Varacağı yere akılla değil, özle ulaşır.
İnanç saf bir teslimiyettir;
ama insanlar onu bile şekle sokup, sisteme çevirdiler.
Uydurulmuş yaşam koşulları, öğretilmiş kurallar, kutsallaştırılmış kalıplar…
Hepsi, insanı sömürmek için tasarlandı.
Ve siz bunlara “kaderim” dediniz.

Aklınızı kullanın.
Ama aklınızı kullanırken taraf tutmayın.
Yaratıcıdan dolayı her şeye eşit bakın, eşit kabul edin.
İşte o zaman göreceksiniz hangi hayatın içinde olduğunuzu.
Ben, bu yüzden her şeyi anladığım gibi anlarım.
Çünkü tarafsızım, çünkü eşitim;
en küçük mikroorganizmadan bildiğin en büyük varlığa kadar.

Aklınla savaşacaksın, aklınla bulacaksın, aklınla kazanacaksın.
Çünkü seni insan yapan budur.
Düşünmek, karar vermek ve yaratıcıya bilinçle itaat etmek.
Hangi kitabı okursan oku, unutma:
Gerçek kitap, senin aklındır.
Gerçek bilgi, düşünme yetisidir.
Varlığını yokluğuna bağlayarak yeniden sonsuzluğa kavuşacağını anlamaktır.

Hiçbir insanın hakkı yoktur ki,
bir diğer insanın hakkına, hukukuna tecavüz etsin.
Hiç kimse, kimsenin üstünde değildir.
Bu yüzden inandığımız dine göre,
peygamberler bile insanların içinden seçilmiştir.
Çünkü yaratıcı, hakikati insanın içinde gizlemiştir.