0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Güven Krizi Çağında İnsan Olmak
Kendimize ve Birbirimize Dair Kaybettiğimiz Temel Enerji

Güven Krizi Çağında İnsan Olmak: Kendimize ve Birbirimize Dair Kaybettiğimiz Temel Enerji
Uzmanlar ve düşünürler, modern dünyanın en derin yarasının ‘güven erozyonu’ olduğunu belirtiyor. İnsanın kendine olan inancını yitirmesinin, toplumsal çözülmenin ve adaletsizliğin temelinde yatan ana etken olduğu ifade ediliyor.
İnsanlık tarihi boyunca üzerine inşa edildiğimiz en temel, en kutsal enerji kaynaklarından biri olan güven, günümüzde anlamını yitirmiş, sadece sözlüklerde kalan bir kelimeye dönüşmüş durumda. Oysa yaratılış mitolojilerinden modern psikolojiye kadar her disiplin, güvenin varlığımızın ve ilişkilerimizin çimentosu olduğunda hemfikir.
Yaratılıştan Gelen Bir Emanet: “İnanmakta Özgürsün”
İlahi öğretilerde dahi, insanın yaratılış hikayesi bir güven temeli üzerine kuruludur. Adem’e bir ruh, bir nefis, bir enerji ve bir fiziksel form verilmiş; ona akıl ve irade lütfedilmiş ve nihayetinde “İnanmakta özgürsün” denilerek muazzam bir güven emanet edilmiştir. Bu, evrenin en büyük güçlerinden birinin –yaratıcılık ve irade– insana teslim edilmesi ve onun bu emaneti taşıyacağına dair mutlak bir güven duyulmasıdır. Bu güven olmasaydı, özgür irade diye bir kavramdan bahsedemezdik.
Güven: Adaletin ve Toplumun Temel Direnci
Güven, adaletin olmazsa olmazıdır. İnsanların birbirine ve sisteme güvenmediği bir yerde adaletten söz etmek mümkün değildir. Güven, görünmez bir sosyal sözleşmedir. Markette para verip karşılığında mal aldığımızda, bankaya paramızı yatırdığımızda, komşumuza sırrımızı anlattığımızda, trafikte yeşil ışık yandığında karşıya geçtiğimizde hep bu güven sözleşmesine imza atarız.
Ancak günümüzde bu sözleşme ciddi anlamda yıpranmış durumda. Kurumlara, birbirimize ve en trajik olanı, kendimize olan güvenimizi kaybetmiş bir haldeyiz. Sosyal medyanın kusursuz hayatlar sunması, ekonomik istikrarsızlıklar, ilişkilerdeki samimiyet kaybı, bireyi sürekli bir yetersizlik ve güvensizlik hissine sürükledi.
En Büyük Kırılma: Kendine Güvenmekten Vazgeçmek
İşin en acı tarafı, insanın önce kendine olan güvenini kaybetmesidir. “Kendine olan güvenini kaybetti isen kaybol, başkalarına güvenip ne yapacaksın?” sözü, bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Kendimize güvenmediğimizde:
Başkalarının bize sunacağı en küçük bir onay, hayatımızın merkezi haline gelir.
Kararlarımızı başkalarının fikirlerine endeksler, kendi iç sesimizi duyamaz oluruz.
Sürekli bir kaygı ve endişe hali içinde yaşarız.
Başkalarına güvenmekte aşırı temkinli veya aşırı naif davranırız, çünkü sağlıklı bir öz-değerlememiz yoktur.
Kendine güvenmek, bencillik vego değil, aksine, kişinin kendi yargılarına, becerilerine ve sınırlarına dair sağlıklı bir farkındalığıdır. Bu içsel kale yıkıldığında, dışarıdan gelecek her rüzgar bizi devirebilir.
Yeniden İnşa Zamanı: Güveni Hayat Formumuza Nasıl Uygularız?
Güveni yeniden inşa etmek, bireyden topluma doğru yayılması gereken bir süreçtir. İşe önce kendimizden başlamalıyız:
Kendine Sözünü Tut: Yapacağın dediğin küçük şeyleri bile yap. Spora başlamak, erken kalkmak… Kendine verdiğin sözleri tutmak, kendine olan güveni besleyen en önemli eylemdir.
Kusurlarıyla Barış: Mükemmel olmak zorunda değilsin. Hata yapmak, öğrenmenin ve insan olmanın bir parçasıdır. Kusurlarını kabul et, onlarla yüzleş, büyü.
Sosyal Medyayı Sorgula: Orada gördüğün kusursuz hayatlar gerçek değil. Kendini başkalarının hayatıyla kıyaslayarak öz-güvenini zedelemekten vazgeç.
Sınırlarını Belirle: Hayır diyebilmek, kendine ve değerlerine güvenmenin bir göstergesidir. İlişkilerinde sağlıklı sınırlar koy.
Toplumsal Adalet İçin Çaba Göster: Güvenilir bir insan ol. Sözünün eri ol, dürüst ol. Unutma; güven, vererek başlar.
Güven, sadece bir kelime değil, hayatı var eden ve anlamlı kılan bir enerjidir. Yaratılıştan bize bahşedilmiş bu emaneti, önce kendi iç dünyamızda sonra da toplumsal ilişkilerimizde yeniden canlandırmak zorundayız. Çünkü gerçekten de güven yıkıldıysa, her şey yıkılmış demektir. Ancak onu inşa etmek de yine bizim ellerimizde.
Haber Veriyoruz