0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Gerçek Hasta Kim? İnsan mı, Güce Tapınanlar mı?
Maddenin Güç Olarak Kullanılması

Gerçek Hasta Kim? İnsan mı, Güce Tapınanlar mı?
Bugün dünyaya hükmedenler, bizleri –yani halkı, kullanıcıyı, sıradan insanı– “hasta” olarak tanımlıyorlar. Oysa gerçek hasta varsa, onlar kendileridir. Çünkü insan olmak; erdemli, saygılı, hoşgörülü, merhametli ve sevgi dolu olmayı gerektirir. Bugün iktidar sahiplerine baktığımızda, bu değerlerin hiçbirini göremiyoruz.
Peki nasıl oluyor da erdem bizde mevcutken biz hasta ilan ediliyoruz, onlarda erdem yokken onlar “aydınlanmış” görünüyor?
Maddenin Güç Olarak Kullanılması
Bu çelişkinin cevabı, maddenin güç olarak kullanılmasında saklıdır.
Para, kariyer, toprak, mal ve mülk…
Bugün “güçlü” sayılmanın ölçüsü bunlarla belirleniyor.
Maddesiz, yani parası, mevkii ya da malı olmayan insan ise “güçsüz” ilan ediliyor.
Oysa madde, insanın özünde güç değildir. Çünkü madde fanidir; gelir ve gider. Asıl güç, insanın içindeki erdemdedir. Sevgi, vicdan, merhamet ve adalet olmadan elde edilen her güç, aslında bir hastalığın tezahürüdür: Maddeye tapınma hastalığı.
Hastalıkların Maskesi
Topluma “hasta sensin” diyenler, aslında kendi hastalıklarını gizliyorlar. Onların hastalığı; sevgisizlik, merhametsizlik ve doyumsuzluktur. Bizi hasta ilan etmelerinin sebebi ise çok basittir:
Eğer biz kendi değerimizi fark edersek, onların kurduğu düzen çöker.
Aydınlanma Yanılgısı
Bugün kariyer sahibi, servet sahibi ya da toprak sahibi olan insan “aydınlanmış” olarak gösteriliyor. Ama aydınlanma ne parayla, ne mevkiyle, ne de şöhretle gelir. Aydınlanma, hakikati bilmek ve insanlığın özüne sadık kalmakla mümkündür.
Bir mum düşünün: Mumun asıl amacı ışık saçmaktır. Siz eğer sürekli mumun şekline, rengine, büyüklüğüne bakarsanız onun ışığını göremezsiniz. İşte bugünkü toplum da böyledir. İnsanları ışıklarıyla değil, maddeleriyle ölçüyorlar. Böyle olunca da ışık söner, geriye yalnızca şekil kalır.
Gerçek Güç Nerede?
Gerçek güç, bir insanın elinde ne kadar mal olduğunda değil; o malı paylaşacak kadar yüreği olup olmadığında yatar. Gerçek zenginlik, bankadaki hesaplarda değil; kalpteki sevgidedir. Ve gerçek aydınlanma, diplomanın verdiği unvanda değil; hakikati görebilen gözlerde saklıdır.