Dünyayı Yönetenler Sadece Kravatı ve Ceketi Olduğu…

Eğer vizyon buysa, bende de kravat ve ceket var; demek ki ben de ülkeyi yönetebilirim.

Dünyanın dört bir yanında milyonları yönettiğini iddia eden insanlar var.  Takım elbiseleri kusursuz, kravatları tam düğüm, duruşları kontrollü… Ve toplum bu görüntünün adına “liderlik” demeyi kabullenmiş durumda.

Oysa bir gerçeği artık yüksek sesle söylemenin zamanı geldi:

Ceket ve kravat vizyon değildir. Eğer vizyon buysa, o zaman herkes lider olabilir. Gerçek liderlik; kumaştan değil, karakterden doğar. Ama bugün dünyayı yönetenlerin büyük kısmında karakter değil, kostüm var.  Liderlerin Gözlerinin İçine Bakın: Bir Lider mi Görüyorsunuz, Yoksa Sistemin Seçtiği Bir Gölgemi? Bir lideri anlamak için onun kelimelerine değil, gözlerine bakılır. Göz, insanın derinliğini gösteren tek aynadır.

Bugün devlet başkanlarının, başbakanların, bakanların… Hiçbirinin gözlerinde bir ülkeyi geleceğe taşıyacak ışığı göremiyorsun.

Gördüğün şey ne? Derinliği olmayan bir bakış, Ezberlenmiş cümleler, Düzensel sistemin seçtiği bir gölge, Halkı temsil etmeyen ama halkın üstüne oturan bir mekanizma…

Soruyu açıkça soralım:

Gerçekten bir lider mi görüyorsunuz, yoksa düzen tarafından seçilmiş ve vitrine konmuş biri mi?

Eğer bunu ayırt edemiyorsan, Üzülerek söylüyorum ki gözlerinde perde var, kalbin mühürlü. Kaybolan Bir İnsanlık Varsa Kelimeler Ağırlaşır. Bir insanın, bir toplumun, bir dünyanın göz göre göre yok oluşunu izlemek kolay değildir. Bu yüzden sözler ağırlaşır. Bu yüzden cümleler kırılır. Bu yüzden eleştiri artık sadece eleştiri değil, bir çığlığa dönüşür.

Çünkü:

Kaybedilen bir insanlık söz konusu olduğunda yumuşak konuşmak ihanettir.  Bugün insanlığın büyük  kısmı:

Gözünü kapatmış, Vicdanını susturmuş, Aklını teslim etmiş, Sorgulamayı unutmuş durumda. Böylesi bir toplumda, hakikati söyleyen her cümle elbette sert duyulur. Ya İnsanlığın Elini Tutarsın, Ya da Arkanı Döner Gidersin.

Hayat iki seçenek sunuyor:

Bu insanlığın elini tutarsın, onu hakikate çekersin.

Ya da sırtını dönersin, olup biteceği kabullenirsin.

Üçüncü bir yol yok.

Sessiz kalanların sayısı arttıkça karanlık büyüyor. Sistemi sorgulamayan her insan, sistemin bir parçası hâline geliyor.

Liderleri Anlamanın Sırrı: Gözlerinin İçine Bak ve Kuyularını İncele

Gerçek lideri anlamak için dışarıdan bakmak yetmez. İnsan gözlerinin içine bakacaksın. O göz, bir kuyudur.

O kuyuda:

Vicdan var mı?
Merhamet var mı?
Bilgi var mı?
Cesaret var mı?
İnsanlık var mı?

Yoksa kalkıp ülkeleri, toplumları, milyarları nasıl yönetecek?

Sen o kuyunun içine inmeyi başarırsan, Orada gerçeği görürsün:

Onların kim olduğunu, neyi temsil ettiklerini, hangi aklın ürünü olduklarını ve aslında ne mal olduklarını anında anlarsın.

Bugün dünyayı gerçek liderler değil, kumaşın vizyon kattığı vitrin mankenleri yönetiyor. İnsanlık bunun farkında değil çünkü gözleri perdeli, kalpleri mühürlü.

Ama hakikati görenler biliyor: Bu düzen kostümlerin düzenidir, liderlik ise gözlerdeki ışığın.

Haber Veriyoruz