Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Dünya Kimin İçin Dönüyor?

Gerçekler ve Sert Bir Yüzleşme.

33.047

Dünya Kimin İçin Dönüyor? Gerçekler ve Sert Bir Yüzleşme

Bu dünya ve onun ekonomik düzeni, yalnızca parası olanlar için işliyor. Bunu kabullenmek zor ama gerçek. Parası olmayan insanların borsa grafiklerini takip ettiğini, ekonomik analizler yaptığını düşünmek safdillik olur. Çoğunluk, hayatta kalma mücadelesi verirken, bir avuç insan servetlerine servet katıyor.

Dünya nüfusu yaklaşık 8 milyar. Peki bu nüfusun ne kadarı gerçekten zengin? Tahminlerim ve araştırmalar gösteriyor ki, en fazla %5. Bu ne demek? Demek ki bu gezegen, aslında bizim değil, onların. Medya kuruluşları da zaten hep onların hayatlarını, onların çıkarlarını konuşuyor. İnsanların beynine “mutlu olmak için zengin olmalısın” yalanını sokup, sömürüyü normalleştiriyorlar.

Oysa bu dünya sadece insanların değil. Hayvanların, bitkilerin, görünmeyen mikroorganizmaların, belki de ruhların ve cinlerin de dünyası. Peki, hangi hakla bu gezegenin kaynaklarını hoyratça tüketiyor, diğer canlıların yaşam hakkını elinden alıyorsunuz? Bırakın diğer canlıları, birbirinizi sömürmekten bile çekinmiyorsunuz.

Bizler, bu sistemin formalite figürleriyiz. Geçmişte bir avuç “zeki” addedilen insanın kurduğu bu düzen, bugün hepimizi esir almış durumda. Ve artık bu sistemin bir parçasısınız. Farkında mısınız bilmem, ama bu düzenin yıkılması için küresel bir devrim şart. Çünkü evrende yalnız değiliz.

Bir gün gelecek, insanlık olarak tek yürek olmak zorunda kalacağız. Çünkü başka varlıkların bu gezegene geleceği kesin. Ve o gün geldiğinde, ancak birlik olursak ayakta kalabiliriz. Peki bu birliği sağlamak için önce adaleti, eşitliği, özgürlüğü tesis etmemiz gerekmez mi?

Ama bugünkü tabloya bakınca, tam tersini görüyoruz. Nüfusun %10’u güçlenirken, %90’ı fakirleşiyor, sömürülüyor. Bu uçurum büyüdükçe, toplumsal patlamalar kaçınılmaz hale geliyor. Sosyal hakların çiğnendiği, hukukun sarsıldığı, insanların özgüvenlerinin yok edildiği bir düzen, ancak yıkım getirir.

Genç nesil, kendisine miras bırakılan bu çarpık düzeni kabullenmeyecek. Ya robotlaşacaklar ya da isyan edecekler. Çünkü beyinleri artık algılıyor: “Adalet yoksa, barış da yok.”

Hayatın güzel yüzünü gösterip, arka planda acımasız bir sömürü düzeni kurmak, yıkımın ta kendisidir. Bugün medyada gösterilen “mutlu hayatlar” bir illüzyon. Gerçek ise saklanıyor.

Son söz:
Eğer değişim olmazsa, bu sistem kendi kendini yiyip bitirecek. Sorun, birilerinin bunu görmek istememesi. Peki ya siz? Hangi taraftasınız?

Hakikat

Enable Notifications OK No thanks