Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Doğru Bir Tane, Ama Neden Herkesin Doğrusu Farklı?

Doğru mu yoksa doğrulara mı? Yada senin doğrun mu yoksa gerçek doğru mu?

50.063

Doğru Bir Tane, Ama Neden Herkesin Doğrusu Farklı?

Yazan: Mehmet Arkın Gürbüz

İnsanlık tarihi boyunca en çok tartışılan konulardan biri “doğru” kavramıdır. Herkesin dilinde aynı kelime, ama içinde farklı anlamlar taşır. Oysa doğru, doğrudur; tıpkı suyun su, havanın hava olması gibi. Su H₂O’dur, bu bilimsel bir gerçektir. Buna rağmen biri çıkar, “Benim doğrumda su farklıdır” diyebilir. O zaman sorulması gereken şudur: Eğer doğru bir tane ise, neden herkesin doğrusu farklıdır?

Gerçek Doğru ve Kişisel Doğru Arasındaki Ayrım

Gerçek doğru, evrenin değişmez yasalarına dayanır. Fizik, kimya, biyoloji ve matematikle çelişmez. Çünkü evrende her şeyin bir dengesi vardır; doğa kendi içinde doğruluğu korur. Ancak insan, bu dengeye çoğu zaman kendi gözlüğünden bakar. Bu gözlük; inançları, çıkarları, korkuları, egosu ve bulunduğu çevre tarafından şekillenir.
Sonuçta aynı olaya bakan iki insan, aynı gerçeği farklı algılar. Çünkü biri görmek ister, diğeri sadece inanmak ister. İşte bu yüzden gerçek doğru, herkesin “kendi doğrusu” içinde kaybolur.

Algı, Bilgi ve Ego: Üçlü Tuzak

Doğruyu görmemizi engelleyen en büyük etken, algımızın sınırlarıdır.
Algı, gerçeği olduğu gibi değil, bizim kabımız kadar gösterir. Bilgi ise bu algıyı genişletir. Fakat egolar devreye girdiğinde, bilgi bile çarpıtılır.
İnsan, doğruyu kabul ettiğinde “hakikate boyun eğmiş” olur. Fakat ego, boyun eğmek istemez; bu yüzden kendi doğrusunu yaratır. Böylece binlerce “doğru” ortaya çıkar ama hepsi aslında birer yorumdan ibarettir.

Ego, sahip olma arzusuyla birleştiğinde, insan gerçeği eğip bükmeye başlar.
Kimi, daha çok kazanç sağlamak için; kimi, kendi fikirlerini üstün göstermek için doğruları değiştirir.
Ama unutmamak gerekir: Evrende doğrular değişmez, sadece insanlar onları yanlış anlar.

Bilimsel Doğrunun Gücü

Doğruyu doğru yapan şey, onun bilimsel olarak ispatlanabilir olmasıdır.
Bir iddia, fiziğe, kimyaya veya biyolojiye aykırıysa, gerçek olamaz.
Ne yazık ki günümüzde insanlar bilgiye değil, duygularına göre karar veriyor. İnandığı şeyin doğru olmasını istiyor, araştırmak yerine hissetmeyi tercih ediyor.
Oysa bilinçli bir insan, duygusunu değil, bilgisini rehber yapar.
Çünkü bilgi, gerçeğe açılan kapıdır.

Bilinçli İnsan Olmak

Bilinçli insan, sadece bileni değil, bilginin bilindiğini bileni temsil eder.
Yani neyi bildiğini, neyi bilmediğini fark eden kişidir.
Bu farkındalık onu diğerlerinden ayırır.
Çünkü bilinçli insan, “benim doğrum” demez, “doğrunun kendisi”ni arar.
Bilir ki doğruya sahip olunmaz, doğruyla yaşanır.
Ve doğruyu paylaşmak, insan olmanın en saf halidir.

Hakikat Ortak Noktadır

İnsanlar doğruluğu kaybettikçe, kendi yollarında kayboluyorlar. Gerçek, onların “benim doğrum” dedikleri perdelerin ardında kalıyor. Halbuki herkes aynı doğruya yönelse, yanlış diye bir şey kalmayacak. Çünkü hakikat, bölünmez bir bütündür; herkesin kendi doğrusuna göre değil, evrensel yasaya göre var olur.

Bir toplum, gerçek doğruları reddederse; doğruyu söyleyenleri de duymamayı seçer. Ve işte o zaman, karanlık başlar. Çünkü hakikat ışığı, ancak doğruyu kabul eden zihinlerde yanar.

Haber Veriyoruz

Enable Notifications OK No thanks