0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Bu yazıyı mutlaka okumalısın.
Bu okuyacakların senin ufkunu açacağı gibi bildiklerini de unuttaracak.
İnsanın Görünmeyen Enerji Boyutu Üzerine Bir Düşünce
Okuduklarınız, insan olmanın anlamına dair ufkunuzu açabilir ve bildiklerinizi yeniden düşünmeye sevk edebilir.
Geleneksel olarak, insan bedenini sadece fiziksel ve somut bir varlık olarak anlıyoruz. Ancak, bedenimizin hâlâ tam olarak çözülememiş çok daha derin yönleri olduğu da bir gerçek. Bizler, belki de hem görünen hem de görünmeyen boyutları olan enerjisel varlıklarız.
Peki, eğer insan, daha geniş bir enerji alanının içindeyse ve bu alanın kendine özgü titreşimleri, frekansları ve dinamikleri varsa ne olur? Bu durumda, sahip olduğumuz beyin ve bilinç de bu enerjisel yapıya göre şekilleniyor ve işliyor olabilir. Bu perspektif, dünyadaki 8 milyar insanın neden bu kadar farklı düşündüğünü ve hayata farklı baktığını anlamamıza yardımcı olabilir. Her birimiz, bu enerjisel bütünlük içinde benzersiz bir “ayar”a sahip olabiliriz.
Bu teori üzerine düşünmek, bazı kapıları aralayabilir. Örneğin, beynin elektromanyetik dalgalardan etkilenebildiği zaten bilimsel bir gerçektir. Dolayısıyla, beynimizin bu görünmez enerji alanlarıyla nasıl etkileşime girdiği, gelecekte daha iyi anlaşılabilir.
Belki de Yüce Yaratıcı, insanı görünmez bir özden (ruh/enerji) somut bir forma (fiziksel beden) evrilmiş bir varlık olarak yarattı. Sahip olduğumuz bu fiziksel formun ardındaki gizemleri henüz tam olarak çözebilmiş değiliz.
Bu nedenle, odaklanmamız gereken şey, sadece dışımızdaki dünyayı değil, kendi içsel gerçekliğimizi keşfetmek olmalı. Kendi özümüzdeki “görünmez” enerji kaynağını ve onun titreşimlerini anlamaya çalışmalıyız. Ancak bu içsel yolculukla, varlığımızın daha üstün boyutlarına erişebilir, yaratılıştaki amacı daha derinden kavrayabilir ve buna uygun bir yaşam tarzı inşa edebiliriz.
Görünmez enerjimizin farkına varmak, salt fiziksel dünyanın sınırlarının ötesine geçmekle başlar. Bu, fiziksel olanı yok saymak değil, onun ötesindeki gerçekliği de kabul etmektir. Bu yolculukta ise irade, yoğun bir konsantrasyon ve inanç, bize rehberlik edecek temel dayanaklar olacaktır.
Hakikat