Bir Işık Daha Söndü.

Bir Işık Daha Söndü: İlahi Adaletin Kaçınılmaz Sessizliği

Polatlı’daki kız yurdunda 19 yaşındaki Mizgin Ertekin’in şüpheli ölümü yalnızca bir hayatı değil, toplumun vicdanını da yeniden yaraladı. İnsan hayatının bu kadar kolay harcanması, genç bir kızın bedeninin dört kat aşağıda bulunması, açıklamaların yetersizliği ve artan şüpheler…
Hepsi aynı soruyu haykırıyor:

İnsan hayatı neden bu kadar ucuz?

Bu sorunun cevabı yalnız dünyevi değil; aynı zamanda büyük bir İlahi döngünün parçası.

“Kelimelerde kalacak sanılan İlahi Adalet”

Nice kişi İlahi adaletin sadece kitaplarda, ayetlerde, kelimelerde kaldığını sanır. Oysa o adalet tecelli ettiği gün, yüzler yere düşecek, tüm maskeler inecek, tüm güçler yok olacaktır.

O gün katilin karşısına, öldürdüğünü sandığı kişi yeniden diriltilerek dikilecek. Ve işte o an, hayatı söndürenler için “asıl ölüm” başlayacaktır.

Senin sözlerinle:

“Öldürme cehaletinin neye mal olduğunu geç te olsa anlayacaksınız.”

Bu yalnız bir uyarı değil — yaratılışın değişmeyen matematiği.

“Dönüşü olmayan yola girenlerin hesap günü”

İlahi adalet geldiğinde hiçbir bahane, hiçbir yalan, hiçbir dünya düzeni kurtarıcı olmayacak.
Çünkü:

Enerji bedenden çekildiğinde,
Ruh ait olduğu yere döndüğünde,
Kalp son kez attığında,
Ve gerçek apaçık görüldüğünde…
İnsan kendi eliyle işlediğinin gölgesinde kalacaktır.

“Öldürdüğünüz kişi karşınıza dikilip yüzünüze öyle bir tükürecek ki, o tükürük çekeceğiniz azabın anlamı olacak.”

Bu mecazi değil, bir hakikatin ifşasıdır: Her eylem bir enerjidir ve her enerji geri döner.

Zayıflığın en ağır hâli: Gençleri ve kadınları öldürmek

Genç bir kızı öldürmek zayıflığın en karanlık hâlidir.
Bir çocuğa kıymak ise insanlığın bittiği noktadır — senin dediğin gibi “en büyük kahpeliktir.”

Her masum can, evrene hesap geçiren bir enerjidir.

Ve o enerjinin sahibi, dünyada adalete ulaşmasa bile, iman eden bilir ki:

Bu hesap Allah’ın huzurunda görülecektir.
Çünkü O, sadece öldüreni değil; sessiz kalanları, duyarsızlaşanları, görmezden gelenleri de imtihan edecektir.

İnsan hayatının kutsallığını anlamayanlara bir hatırlatma

Birçok kişi nefesi kendi gücü sanır; kalbi kendi iradesiyle attığını sanır. Oysa:
Kalp, insanın boyunu aşan bir sırdır,
Nefes, bahşedilen bir itaattir,
Yaşam, kimsenin mülkü değildir.
Bir canı almak, yaratılışa karşı işlenen en büyük suçtur.
Bu dünyada saklanabilir, örtülebilir, susturulabilir…
Ama İlahi Döngü’den kaçamaz.

Son Söz: Bir ışık daha söndü, ama hakikat sönmeyecek

Mizgin Ertekin’in ölümü, sadece bir haber değil; toplumun aynası, insanlığın kırılma noktasıdır.

Biz bu ışığın neden söndüğünü sorgulamazsak,
Bu düzeni değiştirmezsek,
Bu duyarsızlığı normalleştirirsek,

Bu karanlık büyümeye devam edecek.

Ama hakikat her şeyin üstündedir.
Ve bir gün, kelimelerde sanılan o İlahi adalet,
gerçekleştiğinde kimse yüzünü kaldıramayacak.