Avrupa gelecek öngörüleri ilerlerken, Türkiye geçmişi karıştırarak geriye doğru gidiyor.
Bunun bir çok örneği varken ben burdan yazma gereği duymuyorum. Zihniyet değişmediği sürece hiç bir şey değişmeyecektir. Zihniyeti de değiştirmek o kadar kolay olmasa gerek.Çünkü tabuların yıkılması lazım. Saplantıların sökülüp atılması gerek. Kusura bakmayın ama sadece teknoloji ile ilerleme kaydedilmiyor. Teknoloji bir ilerleme değil bir gelişmedir. Yazılımların, makinelerin geliştirilmesidir. Ve bunların insanlığa iyi bir şekilde hizmet etmesidir.
Bir de insanlığın gelişmesi söz konusudur. İnsanlığın gelişmesi ne makinalara bağlıdır ne de yeni üretilen yazılımlara. Bilakis çok fazla teknoloji de ilerleme makinelerin ve yazılımların üstünlüğünü getirebilir.
İnsanlığın ilerlemesi gelecek öngörülerinin kabul edilmesi ile meydana gelir.İnsan yaratılış itibarı ile akıl sahibi olduğuna göre bu aklın sürekli çalışması, sürekli verileri elde etmesi, bu veriler ile ilerlemesi ve gelişmesi kaçınılmazdır.
Akıl sahibi isek gelişmeleri ve ilerlemeleri kabul etmeliyiz. Ancak bu ilerlemeler ve gelişmeler insanlığımıza zarar vermemeli, zarar verdiğini tespit ettiğimiz an yolumuzu değiştirmeli başka öngörülere yol almalıyız.
İşte sizin inanç yolu ile dışladığınız ve Avrupa diye tanımladığınız ülkelerin insanları bu şekilde ilerliyor ve gelişmeleri kabul ediyorlar. Her ne kadar farklı bir yaşam tarzına sahip olsak da bir takım insanlık öngörülerini kavramış durumdalar. Bizim yapamadığımız ve kavrayamadığımız.
Gelin görün ki bizim insanlarımız maalesef öngörüleri kabul etmeyi bırakın hiç bir öngörüye sahip değiller. ‘Nasıl olsa ölümlü dünya, öleceğiz…’ saplantısı ve zihniyeti yıkılamıyor ve ileriye doğru öngörüler oluşturulamıyor. Bundan dolayı sürekli bir geçmiş ile meşguliyet söz konusu…Halbuki geçmiş dündü ve asla geri gelmeyecek.
Gelecek ise yarın…Yarınlar için öngörü olmadan ilerleyemeyiz ve gelişemeyiz.
Haber Veriyoruz