Asgari ücret olmasa idi ne olurdu…
Eminim hiç düşünmediniz. Diyelim ki asgari ücret yok. Yani belirlenmiş bir ücret yok. İşverenlerde işçilerde kafasına göre hareket ediyorlar.
‘İşveren çalıştırmak işçi de çalışmak zorunda…‘ kalırdı, diye düşünebilirsiniz. Ancak şunu unutmayın işçi bir şekilde karnını doyurabilir ama işveren bunu yapamazdı. Eğer bir işyeri var ise burada çalışanların olması zorunludur. Bundan dolayıdır ki eğer asgari ücret olmasa idi emin olu çok büyük bir Sivil Örgütlenme olurdu. Bunun en büyük gerekçesi çalışanın işverenden kat kat fazla olması. Sendikalar yerine Büyük Bir Sivil Örgütlenme olur bu örgüt her iş alanına ve her çalışma saatine göre ücret belirlerdi. Peki iyi mi olurdu kötü mü olurdu. Tabi ki işçi, memur, öğrenci veya emekli diye durum söz konusu olmaz farklı bir yapılanma ile daha adaletli bir ücreti dağılımı meydana gelebilirdi.
Aslında sendikaların kuruluş amacı işvereni desteklemek. İşçiyi desteklemek sadece göstermeliktir. Bunu delili hayat pahalılığı ve aldığınız asgari ücrettir. Bunun denklemini siz yapabilirsiniz.
İş hayatında ve hayatımızda iki çeşit ayrım olurdu ki bu gelecek de olacak bir durumdur. Çalışan, İşveren ve bunu kontrol eden bir yapılanma. Asgari ücret aslında hayatınızı kontrol etme mekanizmasının maddesel olarak ilk maddesidir.
Asgari ücret dediğiniz ücret insanın yaşama koşullarını karşılayan, kimseye muhtaç etmeyen ve hiç bir verginin olmadığı bir ücret olmalıdır.
Bugün asgari ücreti artırıyoruz diyenler ikinci gün hayata zam yaparak bunu geri almaktadırlar. Onun içindir ki aslında asgari ücret diye bir durum söz konusu değildir. Asgari yaşam söz konusudur. Yani size verilen ücreti kabul ederek yaşayın…
Haber Veriyoruz