0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Adliyelerde ki gerçek soygun ALTIN değil HAKİKAT.
Adliyelerde Dosyalar Kayboluyor, Deliller Yok Oluyor, İnsanlar Sessizce Mağdur Ediliyor
BÜYÜK SOYGUN ALTIN DEĞİL: HAKİKAT ÇALINIYOR
Adliyelerde Dosyalar Kayboluyor, Deliller Yok Oluyor, İnsanlar Sessizce Mağdur Ediliyor
Türkiye’de adliyelerde zaman zaman gündeme gelen maddi soygunlar—altınlar, uyuşturucular, silahlar, para kasaları—manşetleri süslüyor. Medya bunları büyük bir skandal gibi sunuyor; çünkü rakam var, para var, sansasyon var.
Ancak kimsenin konuşmadığı, medyanın özellikle görmezden geldiği çok daha büyük bir soygun var:
🟥 Kaybolan dava dosyaları ve yok edilen deliller.
Bu, bir ülkenin geleceğini elinden alan manevi hırsızlığın ta kendisidir.
🟥 Adliyelerdeki Sessiz Kriz: Hak Arayanın Hakikati Kayboluyor
Bir dava dosyasının ortadan kaybolması yalnızca “bir klasörün kaybolması” değildir.
Bu olay;
Bir insanın kaderinin,
Bir ailenin geleceğinin,
Bir mağdurun adalet beklentisinin
yok edilmesi demektir.
Delil kaybolduğunda sadece bilgi değil, gerçeğin kendisi çalınır.
Buna rağmen medya, sistemin bu manevi çöküşüne dair tek kelime etmez. Çünkü bu tür haberler sistemin kusurlarını, yani “görülmesi istenmeyen hakikati” ortaya çıkarır.
🟥 Maddi Hırsızlık Manşet Olur, Manevi Hırsızlık Görünmez Kılınır
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında;
Ceza davalarında kaybolan tutanaklar,
Trafik kazalarında yok edilen bilirkişi raporları,
Uyuşturucu dosyalarında buharlaşan CD kayıtları,
Boşanma ve velayet dosyalarında kaybolan deliller,
Hapisteki insanların yıllarca beklediği belgelerin sırra kadem basması
gibi yüzlerce vaka yaşanıyor.
Ama medya, bunları hiçbir zaman gündeme getirmiyor.
Çünkü…
✔ Manevi hırsızlık reyting getirmez.
✔ Manevi hırsızlık sistemin zafiyetini gösterir.
✔ Manevi hırsızlık, halkı uyandırır.
Ve işte tam da bu nedenle hakikat karartılır.
🟥 Gerçek Soygun Bir Toplumun Adalet İnancıdır
Maddi hırsızlık bir kasayı boşaltır.
Manevi hırsızlık ise bir toplumu çürütür.
Dosyası kaybolan bir vatandaş artık mahkemeye değil, devlete değil, topluma bile güvenemez hâle gelir.
İnsanlar adliyeye değil, “kaderine terk edildiği bir düzene” bakar.
Bu yüzden asıl skandal;
25 kilo altının çalınması değil, bir kişinin hakikatinin çalınmasıdır.
🟥 Hakikat Platformu Olarak Soruyoruz:
Bir dava dosyası nasıl kaybolur?
Bir delil nasıl yok olur?
Bir insanın hayatı bu kadar kolay nasıl silinir?
Ve neden medya buna kör, sağır ve dilsizdir?
Bu sorular yanıtlanmadan bu ülkede adaletin inşa edilmesi mümkün değildir.
🟥 Toplumsal Vicdanın Çöküşü Buradan Başlar
Bir toplumun çöküşü ekonomik değil, ahlaki çöküştür.
Ahlaki çöküşün başladığı yer de tam olarak burasıdır:
Adalet duygusunun öldüğü yer.
Bir ülkede adalet ölürse,
Güven ölür
İnsanlık ölür
Gelecek ölür
Toplum bir kalabalıktan ibaret hâle gelir
Bugün yaşadığımız problem tam olarak budur.
🟥 SONUÇ
Adliyelerdeki en büyük soygun, kasalardaki altın değil; halkın adalete olan inancıdır.
Bu gerçeği bilmek, anlamak ve hatırlatmak Hakikat Platformu’nun görevidir.