0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Türkiye Şiddet Sarmalında.
Rakamlar Artıyor, Hedefte Kadınlar, Sağlıkçılar ve Öğretmenler Var
Spot: Adalet Bakanlığı, kadın örgütleri ve meslek birliklerinin verileri, Türkiye’de şiddetin yalnızca “algı” meselesi olmadığını gösteriyor. Cinayet ve yaralama davaları artıyor, kadın cinayetleri rekor seviyelere çıkıyor, sağlık çalışanları ve öğretmenlere yönelik saldırılar günlük haber rutini hâline geliyor.
Rakamlarla Türkiye’nin Şiddet Tablosu
Adalet Bakanlığı’nın adli istatistiklerine göre, 2023 yılında “kasten yaralama” suçundan açılan dava sayısı 361 bin 147, “kasten öldürme” suçundan açılan dava sayısı ise 7 bin 229 oldu. Son 9 yıla bakıldığında cinayet davalarında yüzde 42’lik artış, yasa dışı silah davalarında ise yüzde 100’e varan bir yükseliş olduğu belirtiliyor.
Bu tablo, TÜİK, İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile Emniyet verilerini bir araya getiren bağımsız bir araştırmanın “Türkiye’de şiddet olayları son yıllarda hem sayıca artıyor hem de daha görünür hâle geliyor” tespitini güçlendiriyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan bir konuşmada ise 2024’ün ilk 9 ayında 70 bin ruhsatsız silahın ele geçirildiği açıklandı. Aynı konuşmada, Emniyet ve TÜİK verilerine dayanarak Türkiye’de 3,5–4 milyon ruhsatlı silaha karşılık yaklaşık 36 milyon ruhsatsız silah bulunduğu ifade edildi.
Avrupa Konseyi’nin cezaevi raporuna göre de Türkiye, 100 bin kişide 408 mahkûm oranıyla nüfusa göre en fazla mahkûm ve tutuklu bulunan ülkeler arasında ilk sırada. 2005–2023 arasında cezaevlerindeki mahkûm/tutuklu sayısı yüzde 493 artmış durumda.
Kadına Yönelik Şiddet ve Kadın Cinayetleri Rekor Seviyede
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporları, şiddetin kadınlar üzerindeki yıkıcı etkisini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor:
2023’te erkekler tarafından 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
Platformun 2024 yılı verisine göre ise en az 394 kadın öldürüldü, 259 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu rakam, örgütün 2008’den beri tuttuğu kayıtlar içinde “tarihin en yüksek kadın cinayeti oranlarından biri” olarak nitelendiriliyor.
Platform, 15 yılı aşkın veriye bakıldığında kadın cinayetlerinin azaldığı tek yılın, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladığı 2011 olduğunu; sözleşmenin tartışmaya açıldığı ve sonrasında feshedildiği dönemle birlikte kadın cinayetleri ve şüpheli ölümlerde yeniden artış gözlendiğini vurguluyor.
Gerçek bir örnek – Narin Güran olayı
2024 yılında Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesi, Türkiye’de çocuklara ve kadınlara yönelen şiddetin boyutunu gösteren en sarsıcı vakalardan biri oldu. Olay, yıl sonu değerlendirmelerinde “2024’ün en çok yankı uyandıran cinayetlerinden biri” olarak yer aldı.
Yeni Şafak
Sağlıkta Şiddet: Beyaz Kodlar Patladı
Türkiye’de şiddet vakalarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri de sağlık sektörü. İMDAT Derneği’nin haber taramalarına dayanan araştırmasına göre 1 Ocak–20 Aralık 2023 arasında sağlık çalışanlarına yönelik 457 şiddet vakası tespit edildi.
Sağlık Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerine dayanan bir haberde ise, 2025’in ilk 6 ayında “Beyaz Kod” başvurularının 8 bin 795’e ulaştığı, pandemi öncesi seviyelerin de aşıldığı belirtiliyor. Sendika temsilcileri, bu sayının “sağlıkta şiddetin olağanlaştığını” gösterdiğini, alınan önlemlerin yetersiz kaldığını vurguluyor.
Türk Tabipleri Birliği ve çeşitli tabip odalarının hazırladığı rapor ve çalıştaylarda, tıbbi hizmete erişimdeki sorunlar, performans baskısı, ağır iş yükü ve sağlık politikalarındaki yapısal problemler; artan sağlıkta şiddet vakalarının temel nedenleri arasında sayılıyor.
Gerçek bir örnek – İstanbul’da kadın doktora saldırı
İstanbul’daki Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde görev yapan bir kadın çocuk doktoru, 2024 yılının Ekim ayında bir hasta yakını tarafından muayene odasında ağır şekilde darbedildi; saldırıda makas ve su ısıtıcısı kullanıldığı basına yansıdı. Olay, “sağlıkta şiddet” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Yurtsever
Okullarda Şiddet: Öğretmenler Hedefte
Son yıllarda şiddet sadece sokakta ve evde değil, okul koridorlarında da karşımıza çıkıyor. Öğretmenlere yönelik saldırılar, eğitim sendikalarının sık sık gündeme getirdiği bir başka karanlık başlık.
Gerçek bir örnek – Alanya’da öğretmene saldırı
Antalya’nın Alanya ilçesinde bir ilkokulda görev yapan sınıf öğretmeni Z.Ö., 21 Ekim 2025’te bir öğrenci velisi tarafından okul koridorunda darbedildi. Olay, güvenlik kameralarına yansıdı; darp raporu alan öğretmenin şikâyeti üzerine gözaltına alınan veli tutuklandı. Eğitim sendikaları, “öğretmene şiddetin kamu görevlisine saldırı kapsamında değerlendirilmesi” çağrısında bulundu.
Diyarbakır, İstanbul ve çeşitli illerde de öğretmenlere yönelik tehdit ve fiili saldırılar nedeniyle Milli Eğitim müdürlükleri art arda basın açıklamaları yayınlayıp “okullarda güvenlik” tartışmasını gündeme taşıdı.
Uzmanlar, okullardaki şiddetin; aile içi gerginlikler, ekonomik baskı, sosyal medya üzerinden yayılan şiddet dili ve cezasızlık algısıyla birleşerek büyüdüğüne dikkat çekiyor.
Toplumsal Şiddetin Arkasındaki Dinamikler
Şiddet olaylarındaki artışı inceleyen analizlerde, ortak birkaç başlık öne çıkıyor:
Ekonomik kriz ve geleceksizlik: İşsizlik, borçluluk ve gelir adaletsizliğinin, özellikle gençler arasında suça eğilimi artırdığı; “kolay para” ve mafyatik yapılara yönelimi beslediği vurgulanıyor.
Bireysel silahlanma: Ruhsatsız silah sayısının resmî rakamların çok üzerinde olduğuna dair TBMM’de yapılan değerlendirmeler, “her tartışmanın bir anda silahlı kavgaya dönüşmesi” riskini büyütüyor.
Cezasızlık algısı: Kadına yönelik şiddet, sağlıkta şiddet ve öğretmene yönelik saldırılarda failin serbest bırakıldığı, düşük yaptırımlar uygulandığı örnekler toplumda “nasıl olsa yanına kâr kalıyor” algısını besliyor; meslek örgütleri ve kadın hareketi bu yüzden “etkin soruşturma ve caydırıcı ceza” çağrısı yapıyor.
Medya ve sosyal medya dili: Hem ana akım medyada hem sosyal medyada şiddet görüntülerinin “tıklanma” ve “reyting” için sıkça dolaşıma sokulması, uzmanlara göre toplumsal duyarsızlığı artırıyor ve şiddeti normalleştiriyor.
Çözüm İçin Öne Çıkan Öneriler
Kadın örgütleri, meslek birlikleri ve hak savunucuları, Türkiye’nin “şiddet sarmalı”ndan çıkması için şu başlıklarda ısrar ediyor:
Etkin ve şeffaf veri: Şiddet verilerinin bakanlıklar tarafından düzenli, ayrıntılı ve kamuya açık biçimde paylaşılması.
İstanbul Sözleşmesi ilkeleri: Kadına yönelik şiddetle mücadelede, uluslararası standartların yeniden esas alınması; 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması.
Sağlıkta ve eğitimde özel koruma: Sağlık çalışanları ve öğretmenlere yönelik şiddetin “kamu görevlisine saldırı” kapsamında ağırlaştırılmış cezalarla düzenlenmesi; hastanelerde ve okullarda somut güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi.
Bireysel silahlanmaya sınırlama: Ruhsatsız silah ticaretine karşı etkili mücadele, ruhsatlı silah edinme koşullarının zorlaştırılması ve kapsamlı bir “silahsızlanma politikası”.
Önleyici sosyal politikalar: Ekonomik eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik ve barınma kriziyle mücadele eden sosyal politikaların, suçu doğuran zemini daraltacağı vurgulanıyor.
Haber Veriyoruz