Fazlalık Değil, Farkındalık.

Fazlalık Değil, Farkındalık: Zihinsel Müdahale Çağında İnsan Olmak

Yazan: Mehmet Arkın Gürbüz | haberveriyoruz.com

İnsanlık, öğrenmek yerine kaçmayı; hak aramak yerine kabullenmeyi seçiyor. Bu duyarsızlık rastlantı değil — bilinçli bir müdahalenin sonucu. Gerçek farkındalığa sahip olanlar “fazla” görülüyor, oysa onlar insanlığın asıl gerçeğini temsil ediyor.

İnsanlık, düşünmeyi bıraktı. Artık insanlar bilmekten çok inanmayı, anlamaktan çok kabullenmeyi tercih ediyor.
Sorgulamak yerine susmayı, üretmek yerine tüketmeyi seçiyorlar. Bu tablo bir rastlantı değil; zihinsel müdahalenin, insan bilincini biçimlendiren görünmez bir düzenin eseridir.

Toplum, kendi düşüncesini inşa etmek yerine hazır fikirleri tüketiyor. İnançlarını sorgulamadan yaşıyor, kendine ait olmayan bir yaşam biçimini “doğal” sanıyor. Bu yüzden, farklı düşünen, sorgulayan, gerçeğin izini süren insanlar “fazla” olarak görülüyor. Oysa bu fazlalık değil — uyanıklığın ta kendisidir. Farkındalık, kalabalıkların duyamadığı sessizliktir; susturulmak istenen hakikattir.

Gerçek Farkındalığın Eşiğinde

Kendini zorlamazsan, inancını sorgulamazsan, sana dayatılan hayatı kabullenir, her şeye “kader” dersen, gösterilen dünyanın ötesine bakmazsan — farkındalık oluşturamazsın.

Değişimi reddedip, başkalarının uyanışını küçümsersen, asıl kaybeden sen olursun. Çünkü farkındalık, gözünü açtığında seni rahatsız eden ışıktır. O ışığı karanlık sananlar, aslında kendi gölgelerinden korkanlardır.

Cehaletini yenmeden, öğrenmeye cesaret etmeden bir adım atamazsın. Adım atamadığın sürece ilerleyemez, geçmişin zincirinde dönüp durursun.

Saygı Göster Farkındalığa

Algısını eğitmiş, sezgisini geliştirmiş, düşüncesini düzene değil hakikate adayan insanlara saygı göster.
Çünkü onlar, senin görmediğini gören, duymadığını duyan aynalardır. Onlar, geleceğin pusulasıdır — ister kabul et, ister etme.

Sana “fazlasın” diyenler, kendi eksikliklerini gizlemeye çalışır. Gerçek fazlalık; bilincin, sezginin ve cesaretin birleşimidir. Bu çağda fazla olmak bir kusur değil, bir uyanıştır. Ve belki de insanlığın kurtuluşu, fazla görülenlerin farkında olmaktan geçer.