Anladım…İnsan bedeni hariç her şey kodlandı ve kodlanmıştı.
İnsan hariç tüm fiziksel yapıların, bölgelerin, şehirlerin, ülkelerin hatta kullanacağımız eşyaların bile kodlandığını düşünmekteyim.
Aslında bir takım makineler önceden kodlanmıştı ama biz bunu bilmiyorduk.
Örneğin; hastaneye gittiğinizde çekilen MR nız, Röntgen filminiz, Kan tahliliniz ve diğer tedavi yöntemleri için kullanılan aletlerin yani makinelerin hepsi kodluydu ve sizin rahatsızlığınıza, içerisine girilen verilere göre bir sonuç elde edilerek bir karar veriliyordu.
Duydum sizi ‘Böyle olması gerek…‘ dediniz. Ben bunu kabul etmiyorum.
Taaa derine en dibe hani Dünya’nın Çekirdeği diyorlar ya biz de işte bir takım var oluşların ve makinelerin en dibine inmek zorundayız. Yani bu makineleri kim neye göre üretti ve neye göre veri girerek oluşturdu hatta sonuçlara nasıl ulaşıyor.
Her var olan canlının DNA’yi, genetik yapıları, kan grupları, fiziksel yapıları ve diğer özellikleri farklı olduğuna göre…
Prof. dediğiniz Dr. dediğiz hatta Uzman dediğiniz kişiler bu makinelerin nasıl çalıştığını, neye göre karar verdiğini, sonuçları nasıl elde ettiğinin eğitimini almıyorlar onlar sadece makinelerin sonuçlarına bakarak kendi aldıkları eğitim ve tecrübe ile sonuca varıyorlar…
İşin özü kod dediğimiz, insan tarafından makinelerin çalışması için meydana getirilmiş yazılımlardır ve bir takım insanlar tarafından meydana getirilmiştir. Bu kadar hızlı bir şekilde ilerlemesi ve hayatımıza yerleşmesi, bu teknolojinin kimler tarafından nasıl hayatımıza girdiği düşünülmelidir.
Aslında açık kod denmesine rağmen (Öğrenen herkesin yazabileceği ve müdahale edebileceği) o kadar açık bir kod değildir. Açılan kapıların kapandığı ve bir yerlerde bariyer olduğu kesindir.
Unutmayın! Dünya, ( Hatta Mars’ın da kodlandığı) Ülkeler, Şehirler, İlçeler ve bulunduğunuz bölge kodlanmıştır (Belki eviniz ve işyeriniz de). Bunun neden yapıldığının cevabı sizin beyninizdedir. Önemli olan onu bulabilmeniz…
Mehmet Arkın
Haber Veriyoruz